22 Şubat 2012 Çarşamba

İlk sipariş?

Arkadaşımla ayak üstü sohbet ederken konu döndü dolaştı pastalara geldi..
"Ücret karşılığı pasta yapmayı düşünür müsün?" dedi
Bende "yaparım tabi" dedim
Sonra pasta hakkında konuştuk.. Temmuzda evleniyormuş, düğün sonrasında kutlama yapmak için bir tane, bekarlığa veda partisi için ise bir tane daha pasta istiyormuş.. Fikir alıyormuş şimdiden..

Daha ortada doğru düzgün malzemem yokken pasta siparişi alırmışım ben blog..

Daha krema yerine krem şantiyle pasta kaplıyorken..

Dur bakalım.

21 Şubat 2012 Salı

Sıçtığımın resmidir

8 Mart küçük yeğenimin doğum günü.

"Arzu Teyze pastamı sen yapar mısın?" dedi. Bana sorulacak en güzel soru bu zaten dimi :)
"Nasıl bir şey istersin?" dedim. Nasıl da kendime güveniyorum ama!!
"Hani bilgisayarda (pinterest) hep pasta resimlerine bakıyosun ya sen, hani çok güzel gözüküyorlar, onlardan yap bana."
"eeööö şimdi o şöyle bir konu hayatım, öhhö! öhömm!! yani eee..."

Hangisini istiyor biliyor musunuz?

Hangisi?


Bunu istiyor!!! İçi de çikolatalı olacakmış.. Yaparım ki dimi? yaparım ya.. Hı?

18 Şubat 2012 Cumartesi

Peçete'nin minik kurabiye sandviçleri imdada yetişir...

Misafir ağırlamasını seviyorum.
Bazen sıkıcı misafirler geliyor ama zaten benim için değil, annemleri görmek için geliyorlar :)

Benim mutlu olduğum taraf, misafir bahanesinin arkasına saklanarak unlu mamullere dalmam :))

Tabii ki, önceden haber veren misafirler için geçerli bir durum bu.

Peki ya aniden telefon açanlar? Hemde siz balık kızartıp bütün evi kokutmuşken.. Buzluktaki tüm hamurları bitirmişken, sigara böreklerini sabah kahvaltılarında ikişer üçer kızartmışken?

Yapacak bir şey yok, geliyoruz dediler.

Bugün de sürekli tart yapma fikriyle doldum taştım ama sürekli erteledim.. Hiç tart yapmadım o yüzden çekiniyorum biraz..

Neyse apar topar yemeğimi bitirip mutfağa attım kendimi.

Evdeki malzemelere bakıp menüyü oluşturdum; buzlukta hazır pizzalar vardı, onu pişireceğim, tahinli kurabiye yapacağım ve milföy hamurlarından pasta DENEYECEĞİM! tarif hazır ama hiç denememiştim..

Tahinli kurabiyeyi bilirsiniz, kırk kere yaptığım ve özellikle annemin çok sevdiği bir kurabiyedir. Hem de pratik.. Hamuru yoğuruyorum bir türlü toparlanmıyor, öyle yaptım böyle yaptım olmadı. Zar zor şekil verip pişirdim ama istediğim gibi olmadı... Yeni hamurla uğraşmamı da annem istemedi.. Zaten vakitte yok!

Milföyleri yumuşattım ve kalıpla kesip, 180 derece fırında birazcık pişirdim.  (hafiften renkleri dönünceye kadar) o sırada krem şantiyi çırptım ve dolaba attım. Milföyler kabardığında aralarına krem şanti ve nutella sürüp, üzerine pudra şekeri serpeceğim.

Şöyle de bir durum var, bizim mutfağımız açık mutfak ve öyle bir konumda ki, evin kapısından giren kişi birazcık kafasını çevirse görebilir. Dolayısıyla derli toplu durması lazım ve işin kötüsü ben çok dağınık çalışırım!! Aksi gibi gelen misafir kadın çok marifetli. Yani öyle böyle değil.. Güzel bir şeyler çıkartmak istiyorum ama zaman kısıtlı..

Bu arada misafirler geldi, neyse ki kurabiye dağınığını toparlamıştım.. Onlar içeri geçerken, tahinli kurabiyeyi çıkartmamaya karar verdim..

Açtım defteri habire karıştırıyorum, markete gitme şansım da yok, evdeki malzemelere uygun bir şey ararken ta taamm! Tabii ki, peçete ve pratik tarifler! İç malzemesini kendime göre uyarladım, iki şekilde de tarifini vereceğim. Yalnız sanırım ben bu tarifi defterime yazalı baya olmuş, sitenin eski halinden..

Minik Çilek Soslu Kurabiye Sandviçleri :
(tarif peçeteden notlar isimli siteden uyarlanmıştır)


  •  2 yumurta ( oda sıcaklığında)
  • 1/2 su bardağı toz şeker,
  • 2 yemek kaşığı mısır unu,
  • 4 yemek kaşığı un,
  • 1 çimdik kabartma tozu
Tarif çok basit, yumurta ve şekeri iyice çırpıyoruz. Unları ve kabartma tozunu azar azar ekleyerek, tahta kaşıkla karıştırıyoruz. Mini muffin kalıplarını yağlıyoruz, hafifçe unluyoruz, 1,5 çay kaşığı kadar hamur koyup 160 derece 7 dakika kadar pişiriyoruz. Ilınınca kalıptan çıkarıyoruz. İki kurabiyenin arasına krema sürebilirsiniz, nutella sürebilirsiniz, ya da ne arzu ederseniz.. Üstüne pudra şekeri serpip, yenilebilir gıda kalemleriyle kalpler çizebilirsiniz ben fotoğrafını görmüştüm, çok şeker oluyorlar.

Bu orjinal tarifti. Ben kurabiyelerin renkli olmasını istedim. Bu yüzden yumurta ve şekeri çırptıktan sonra, unları eklemeden önce, 1 çorba kaşığı kadar süte toz gıda boyasını ekledim, çay kaşığının ucu kadar minnacık boya yeterli. İyice karıştırıp, yumurtaya ekledim. Sonrada unları koyup karıştırdım. 

Bunun dışında, bende mini boy muffin tepsisi yok. Büyük boyda yaparsam pek sevimli olmayacaklardı.. Babam dün metro marketten minnacık kalıplar almıştı, gerçekten mini mini kalıplar :)) Onlara koyup pişirdim. Miktara bağlı olarak, pişince biraz kabardılar. Bende kurabiyeyi ortadan ikiye keserek, arasına nutella sürdüm. Üstüne pudra şekeri serptim. O kadar.. 

Elimde çok fotoğraf yok, malum çok hızlı çalışılması gereken bir durumdu.. Ama tarif o kadar çok sevildi ki, sanırım bu hafta tekrar yapıcam :) Bol bol fotoğrafını çekerim.. 

                                             
                                             Kalıbın arkası şekilli ve bu durum beni mest ediyor :)

 Kalıpları Metro Gross Markette bulabilirsiniz, o kadar ufak ki, 1 Lira boyutunda diyebilirim..

Kurabiyeler içime sindi, gelen misafir de pek beğenmiş, "nasıl yaptı acaba" demiş. Ne söyliycem! Allah Allah! Gelsin blogumdan okusun :)) 

Milföy pastalarda şukela arkadaşlar!! En kısa zamanda tekrar yapılıp fotoğraflanacak. O zamana kadar gönül rahatlığıyla anlattığım şekilde deneyebilirsiniz. Hafif ve çok lezzetli.. Milföyleri birleştirip büyük pasta yapsak nasıl olur acaba? Hmmm ben bunu bir düşüneyim :))

İşte böyle.. Habersiz misafir gelince annem çok büyük panik yaşıyor.. Sadece ortada dolaşıp, herkesi telaşlandırıyor :)) Bence stres altında çalışmakta keyifli.. İnsan daha çok yaratıcı oluyor :)


13 Şubat 2012 Pazartesi

Ben egolarımdan arındım, peki ya onlar?

Lanet olsun dükkanına da, pastasına da, benim hayallerime de!

Artık şuraya yazmaktan bile sıkıldım.

Açmıyorum tamam mı? Açmıyorum.

Artık pasta da yapmıyorum.

Gitsinler alsınlar dışardan, katkı maddeli, ovalexli pastaları...

Sıkıldım artık ben ya!

Sıkıldım artık blog!!

Uluslararası Ticaret okuduğum güne lanet etmekten sıkıldım!!

Üniversiteye girdiğim günden, kendimden, neden normal bir insan olmadığım için üzülmekten sıkıldım !!

Neden gidip bir işe çalışmıyorum ki ben ya? Neden ille de tutturdum bir hayalin peşinden gidiyorum ben?

O kadar çok baskı var ki nefes alamıyorum anlıyor musun beni?

Yeni bir iş sitesinin reklamı çıktıkta annemin suratında oluşan ifadeden sıkıldım!!! Bişey söylemese bile düşünüyor işte biliyorum. "Bak bu siteye başvursana güzel bir iş bul kendine" dememek için zor tutuyor kendini.. Ya o sitede cvim var benim ve daha nicelerinde var. İstemiyorum ki ben ordan bir ofis işi bulup çalışmayı...

Haftasonu yemeğe misafir geldi. Mezeleri hazırlarken kendimden geçtim iki gün boyunca.. Gelen kadın da pastada çok iyi. Tam dükkan projemden, mülakata gireceğimden bahsederken ben, babam baktı ve " o mülakatı unut sen, pasta yapcam dediğinde kabul etmezler seni, iyi bir fikir bulman lazım" dedi.

Pasta çörek yapılan bir dükkan açılırsa iş olmaz blog tamam mı?! Çünkü pasta yapmak meslek değil!!!

Üniversite okuduysan gidip bankada çalışacaksın! Şirkette çalışacaksın. Her ay maaşın olacak. Düzenli maaş! Gidip dükkan açayım, pasta yapayım, poğaça satayım demeyeceksin. Neden? Çünkü üniversite mezunusun sen!!!

Artık dayanamıyorum tamam mı?

Dayanamıyorum.

7 Şubat 2012 Salı

Here i am!

Hayat çok güzel be!
Tamam çoğu zaman illallah dedirtiyor ama iyi ki yaşıyoruz bence!

Çok yakında cupcake yapmasını öğrenicem mesela ben, heyecanlıyım!
Bu hafta dükkanımı açabilmek için mülakata giricem, karşımda üç kişilik dişli bir ekip ve elemem gereken bir sürü insan olacak, tırsıyorum!
Eğer geçemezsem ne olacak diyorum, huzursuzlanıyorum!

Ama her şeye rağmen, şu an bir fincan sıcak kahvem var ve bunu içmekten başka sorumluluğum yok, şu an için :)) Eh demek ki tadını çıkartmak lazım...

Mülakata girerken bu şarkıyı söylesem ne olur ki? :)

Fonda şu çalmakta

5 Şubat 2012 Pazar

Evrene ek

Bir gün kendime ait bir evim olacak.

Duvarları beyaz olan, aydınlık, temiz ve düzenli bir ev.. Öyle her yerde bibloları olmayan, ferah ve sakin.. Pinterest'te görüp dibimin düştüğü iskandinav evlerine benzemeyecek belki ama sakinlik esas olacak. Kapıdan içeri her girdiğimde huzuru hissedeceğim..

Konuklarım olacak, sade tabaklarda sade yemekler olacak belki.. ama bol kahkahalı yemekler olacak hepsi. Pişirirken gülümsediğim yemekler...

Kavga olacak belki evet, tartışmalar çıkacak, sesler yükselecek ama kırmasını bildiğim gibi barışmasını da bileceğim ben o evde...

Aydınlık bir evim olacak benim blog, ışığı bol bir ev..  Sabahın çok erken saatlerinde pencereden baktığım bir ev olacak bazen, uyku dolu gözlerle, tabii ki sıcacık bir fincan kahve eşliğinde...

Ben o evde yemek pişireceğim, temizlik yapacağım, bazen çok yorulup bunlardan şikayetçi olacağım.

En çok pasta pişecek, bol bol krema kokacak, bir de tarçın...

Ben huzurlu bir kadın olacağım o evde, eve mutluluk ve huzuru getiren kadın olacağım. Dırdırında sonu olduğunu, zamanı olduğunu bilen bir kadın..

Bir gün bunlar olacak, biliyorum, inanıyorum. Bugünden bunun notunu düşüyorum...

Amaan!

Merhabalar Blog,
Pastayı yaptım. Yapana kadar akla karayı seçtim. Normalde pasta yapması eminim daha kolaydır ama benimki zorlu geçiyor :) Kutlama cumartesi olacaktı ve ben pastayı cuma günü bitirdim, sırf kargaşa olmasın, eh pasta da dinlensin diye.

İki katlı yapacağımı söylemiştim, yaklaşık 15 kişi yiyeceği için bunu düşündüm, hem de iki katlı pasta yapımını da denemiş olayım dedim. Gel gör ki, perşembe günü kelepçeli kalıbımı çıkardığımda hurdaya çıktığını farkettim. Çizilmiş saçma sapan bir hal almış. Senin haberin yok muydu? diyeceksiniz, evde o kadar çok kadın ve dolayısıyla mutfak dolaplarının içinde o kadar çok el var ki, aslında normal bir durum bu.

Neyse ki yumurtaları oda sıcaklığında kullanmam gerektiği için malzemeleri önceden hazırladım ve kalıp faciası yaşamadık.. Ablamı arayıp ondan kalıbı temin ettim, bir farkla, onun kalıbı en büyük boymuş!

Kafamda şu var, iki tane kek hazırlayıp birini tabakla yuvarlak keseceğim, bu parça ikinci katı oluşturacak. Normalde işe yarayacak bir plan.. :)

Kek çıktığında üçe bölemeyeceğimi anladım. Yükseklik yeterli değildi.. Anlayacağınız kek ikiye bölündü, iç kreması krem şantiye, benmari usulü çikolata eritip tekrar çırparak köpük krema haline getirildi, bu sıvandı ve frambuazlar eklendi. Üstteki ufak kat içinde aynı işlem tekrarlandı. Pastanın üst kreması yine krem şantiye erimiş çikolata eklenerek sıvandı. Kalan kek parçaları robotta un haline getirilerek kekin yanlarına yapıştırıldı. Üstüne torbayla süsler yapıp, çikolatayla mutlu yıllar yazısı yazıldı. Ne yazdığımı buraya yazıyorum çünkü fotoğraftaki pek okunaklı değil.. pastanın üzerindeki de pek okunaklı değildi.. :))

Yiyenler tadını pek beğendi. Tat hep iyi oluyor ama görüntü ofsayt. En kısa zamanda malzemelerimi alıp daha düzgün görünümlü pastalar yapmalıyım. Eminim ki aletlerim yeterli olduğunda bu kadar çok tırmalamıycam etrafı :)) Şeker hamuruyla güzel bir pasta yapayım en kısa zamanda ben, evet!

Hazır olun, gösteriyorum





Beyaz kalsaydı daha iyiydi belki de :))

2 Şubat 2012 Perşembe

Gündelik

Merhabalar,

Keyifler nasıl gidiyor blog? Bende durumlar iyi diyelim iyi olsun tavırlarında

Yarın pasta yapıcam çok heyecanlıyım

Evet pasta dükkanı açmak istiyorum, günde birkaç tane pasta yapacağım anlamına geliyor bu ve ben hala deli gibi heyecanlanıyorum.

Cumartesi babamın doğum günü.. Seneler ilerledikçe onu kaybetme korkum da tavan yapıyor. Neyse bu konudan bahsetmeyelim şimdi.

Evet cumartesi günü kutlama var, ertesi gün de çok samimi bir komşumuzun doğum günü, ikisini birlikte kutlayacağız.

Geçen gün annemler bahsettiğim komşuya kahveye gittiler, hafta sonu planından bahsedip davet etmişler. Babam da şey demiş, "Arzu size çok güzel yemekler hazırlayacağını söyledi, muhakkak gelin" Komşunun eşi de şöyle yanıtlamış, "Ooooo madem bu kadar iddialı bende bugünden itibaren yemek yemeyim bari" falan.. Durduk yerde strese soktular beni.. Gerildim! Neyse yarın ufaktan hazırlıklara başlayacağım.

Bu arada hayatımda ilk defa iki katlı pasta yapıcam, ona da ayrıca kasıyorum.. :)) peçetede ki pastayı yapmayı planlamıştım ama orta yaşlı insanlar rengarenk pastayı görünce dumur olsunlar istemiyorum :) Gerçi babam yeniliklere çok açıktır ama şimdi komşular falan filan.. Yeğenim de pastanın içinde frambuaz olmasını isteyince bende kara orman pastasında karar kıldım. Bakalım nasıl olacak

Geçen sene babamın doğum günü için menü hazırlıklarını falan yayınlamıştım ya, bu sene açtım baktım ne varmış diye, blogun ilk senesini doldurduğunu farkettim! Evet 30 Ocak itibariyle bir senesini doldurmuş benim blogum ama haberim yok, böyle de ilgiliyim.. :))

Bu sabah 6 gibi kalktım, gece zaten hiç uyuyamadım, bugün gireceğim bir mülakat için aşırı heyecanlıydım, sabah kar kış kıyamet demedik gittik ama yetkililer gelememiş, geri döndük.  Mülakat için bekleyenleri görünce de gözüm korktu, stres yaptım. Halbuki kendime güvenerek gitmiştim, galiba rol yapıyormuşum.. Neyse bu mülakatı geçmem lazım yoksa babam pasta dükkanı meselesini rafa kaldıracak...

Bende gelişmeler böyle işte.. Yarın pastamı  çeker paylaşırım inşallah..

Beni takip ettiğiniz için teşekkür ederim arkadaşlar, tam 66 tane takipçim var hepiniz iyi ki gelmişsiniz.

Kendime not: seneye blogumun doğum gününü unutmayacağım!