Selamlar blog, yine ben!
Kafası sürekli karışık olan bonus :)
Yemek yapmaktan hiç üşenmeyen, bu yüzden havalar ısındıkça kilo verme derdine düşen :)
Bak şimdi bu akşam yemek yedik, her zaman ki gibi, bugünlerde akşam yemeğinden sonra inanılmaz tatlı çekiyor canım. Bir yandan babama atkı örüyorum, bir yandan da düşünüyorum. Ne yapabilirim? Gidip çikolata mı alsam? Uff çok kalorili.. Helva kavursam? Yarın kavurayım, ölmüş büyüklerimizin ruhuna.. Meyve yiyim? O da çok kalorisiz! Kalktım reklam arasında elmaların kafasını kestim, içini oydum, o arada fırını kızdırdım, elmalardan çıkan içi ceviz ve tarçınla karıştırdım, yarım su bardağı kadar toz şeker ekledim elmaların içine doldurdum, üzerine kapakları kapattım, fırına attım. Tepsinin içine de biraz su koydum, kurumasınlar diye. Elmalar yumuşadığında çıkarttım.. Fotoğrafını çekmedim, makine yanımda değildi. Bir daha ki sefere.. Ev halkı pek şaşırdı, severek yediler. Yapıp yemesi toplam 10 dakikayı falan buluyor ve çok hafif. Aslında fazla hafif, şekerpare yapsaydım iyiydi.. :))
Sorunum bu zaten benim, üşenmiyorum arkadaşlar! Bakıyorum tüm zayıf, çıtırlar yemek yapmaya hatta yemeye üşenen tipler :)) Neyse :)
Konum başka şimdi benim. Kendime çok sıkıntı ettiğim, içten içe çok üzüldüğüm bir mesele bu. Kendimi affedemediğim belki de.. Konum, beklentileri karşılayamamla ilgili. Ailemin beklentilerini karşılayamamak üzüyor beni. Sırf bu yüzden hayallerimden vazgeçmek üzereyim.. Vazgeçmeyi de istemiyorum..
Uluslararası ticaret bölümünden mezunum ben, bilen bilir. Dört sene okuyup, mezun olana kadar çok çalıştım. Bazen kopya da çektim tamam.. Mezun olduğumdan beri orada ya da burada ufak iş denemelerim oldu. Hiçbir zaman adı sanı belli, anlı şanlı bir işletmede çalışmadım.
Kafam da o kadar çok cümle uçuşuyor ki şu an, toparlamakta zorlanıyorum.
İş meselesi istediğim gibi gitmedi ama ben de zaten çok fazla istemedim blog. İtiraf ediyorum ki, çok istemedim. Babam tanıdıklarını araya sokup bana bankada iş ayarladı, ben bankada çalışmıycam diye tutturdum. Atm dışında bankanın içine dahi girdiğimde bunalıyorum, o sıkıcı ortam beni çok geriyor, bu yüzden çalışmak istemedim. Yeni mezundum, hayat toz pembeydi, para sıkıntım yoktu vs vs geri teptim, iki kere düşünmedim bile. Bu konu böyle kapandı.
Bir iki deneme daha yaşandı bu şekilde.
O arada benim içimde başka bir aşk filizleniyordu işte..
Takım elbiseler ve gri vezneler yerine, rengarenk önlükler, tarçın kokusu, çikolata kokusu, kremalar, şekerlemeler, hatta ve hatta soğanlı sarımsaklı yemeklerin dünyası ilgimi çekmeye başladı.
Ortaokul yıllarında bile mutfaktaydım ben, ilk kekimi annem komşuya gittiğinde yapmıştım, yemin ederim ilkokul sona falan gidiyor olmalıydım, annemin kitabından bakmıştım tarifine ama kabartma tozu koymayı unutmuştum, kek çıktığında minnacık dilimleri vardı :)) ilk kekimdi, harikaydı bence.
Yani hep vardı fakat üniversite sonrasında hayatımı adamaya karar verdim ben...
Özel üniversitede okuduktan sonra... Bir ton emek harcattıktan sonra aileme.. Bana ev bile tuttu bu insanlar...
Hiçbir zaman bankacı olmadım, iyi bir firmaya da zaten giremedim, uak tefek işler sonucunda artık sağda solda özgeçmişi olan binlerce işsizden biri benim.
Vicdanımla muhasebe halindeyim blog. Bendeki emeklerinin karşılığında onlara övünç vermeyi istiyorum. Benimle gurur duysunlar, işte benim kızım desinler istiyorum.
Konu komşu hal hatır sorduğunda annem gelip bana çemkiriyor :) "Ee Arzu nasıl? " dediklerinde "evde oturuyor iş bulamadı" demek çok zoruna gidiyormuş :) Gelip bunları bir de yüzüme söylüyor, hepten bunalıyorum bu sefer.
Neyse uzatmıyım.
Yakın zamanda bir dükkana geçmem muhtemel. Kendi dükkanım. Yiyecek üzerine al sat yapacağım fakat arka tarafta mutfak olduğu için arada kendi kurabiyelerimi, muffinlerimi tezgaha koyma şansım var. Bu durum, hayalimi kabaca gerçeğe dönüştürmem demek. Adıyla sanıyla, "pasta evi" vs yazmasa bile, ufak ufak satış yapabileceğim, kendimi tanıtabileceğim ve kazandığım parayla kurslara gidip kendimi geliştirmemi sağlayabileceğim bir basamak.. Buna da şükretmek lazım.
Belki günün birinde, http://www.pecetedennotlar.com/basligi-siz-girin burada okuduğunuz isimlerden biri gibi bende hayallerimin peşinden gitmiş ve başarı sağlamış biri olurum.. Ailem için gurur kaynağı olurum. Neden olmasın? Varsın arkadaşlarım bankacı olsunlar, varsın yıllar sonra facebook üzerinden birbirimizi bulup, ortaokul arkadaşlarımla düzenlediğimiz bir yemekte " Ee Arzu sen ne işle meşgulsün?" dediklerinde "fırınım var, kurabiye yapıyorum" diyim. Değil mi?
Egolarımın esiri olmak istemiyorum blog.
Düşüncelerimi anlatmakta hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım.. Bilmiyorum..
2 yorum:
işin içinde kurabiye varsa teknoloji sponsoru bile olurum
makul miktarda un kurabiyesi karşılığında tabi :=
:)) canın saolsun yahu, un kurabiyesi dert değil :))
Yorum Gönder