31 Mayıs 2012 Perşembe

Bukle

Öyle mutluyum ki!
Yapması zor değil herkes yapabilir. Ama benim yapmam zordu işte! Yani iyi olsun istedim, özendim çok özendim. Bir ara web tasarımcıdan şifreyi aldım, yemin ederim saatlerce uğraşarak (önce menüyü çözdüm tabi, ne anlarım ben site yapımından yaa) oturdum tek tek düzenledim. Adamcağız da benim bozduklarımı tekrar düzeltti sağ olsun :)) ama benim ne istediğimi benden daha iyi kim bilebilir ki? Nasıl anlatabilirim ki? En iyisi alıp yapmak işte :)))

Neyse dükkan tadilata girecek sonbahara doğru (pastaneye benzeyecek o zaman) umarım o zaman fırçayı, malayı elime alıp, ustayı kenara oturtup "bak abi ben böyle istiyorum" demem :))))

Kendi işim ya, neden uğraşmıyım ki? Yorulsam ne olur ki? Dinlendim geçti işte.

Bugün dosta düşmana sitemi tanıttım blog. :)) Bir de facebook sayfası açmıştım, onu da tanıttım.. bir sürü yere mail attım, eşime dostuma anlattım.. Yeni öğrenenler oldu, şaşıranlar oldu, "uzun zamandır bekliyorduk" diyenler oldu.. güzel tepkiler aldım hoşuma gitti :)

sana da haber vermek istedim! buradan bundan sonra pastalarımı tanıtacağım siteme ulaşabilirsiniz. Umarım güzel etkinliklerin haberleri yer alacak. Facebook üzerinden ise buradan görebilirsiniz.

Burası ise benim özel dünyam. Çoğu kişinin bilmediği yerim. Her zaman var olacak, rahatça saçmaladığım, utanmadığım mekanım olarak kalacak.

Ben pastanemin sitesini açtım blog! Hani çok değil iki üç ay önce açamıyorum diye ağladığım, karamsarlığa kapıldığım pastanem.....

Teşekkür ederim... Destek olan her her herkese :)


27 Mayıs 2012 Pazar

Dükkan

Merhaba blog,
Naber napıyorsun diye sorsam sende cevap versen iyi olurdu :)
Aslında yeni tarif girmek istiyorum, bu ara baya fazla cupcake yapıyorum dükkanda. Mini boylar ya da tam boylar, çikolatalılar falan filan.. Komşuların çocukları pek sevdi bu işi :)) Ne versem yiyorlar ve eleştirmiyorlar pek mutlu oluyorum :)

Evet konumuz eleştiri :)
Cumartesi günü yani dün, tekrar cupcake yaptım, üzerine de yeni bir krema denedim. Fotoğrafta tam istediğim gibi duruyordu, kağıt gibi. Keskin, net. Göstereyim:


İstediğim krema tam bu şekilde olmalı. sıktığında kıvrımları belli olacak kadar sert bir krema olmalı. Ya o kadar çok tarif denedim ki!!! Neler denedim!! Gerçi bu sefer tam olacak gibiydi blog.. Tarif şuradan. Benmaride yumurta akıyla şekeri çırpıyorsun, sonra benmariden alıp çırpmaya devam ediyorsun, beze kıvamına geldiğinde azar azar yağı ekliyorsun. O yağı eklemeyeydim iyiydi.. Yağdan önce sertti, yağı ekledim  bıraktı kendini.. Sulu bişey oldu!! Dolaba attım toplamadı. bilmiyorum bir türlü bulamadım şu tarifi..

Krema sertleştirici mi kullanmak lazım acaba.. Katkı maddesi de kullanmak istemiyorum gerçi ama...

Neyse attım o kremayı ben. Süt kremasına pudra şekeri ekledim onu sıktım, çocuklar yine beğenerek yediler. Canlarım benim! :))

Babama yutturamadık tabi.. Babam İstanbul'da bir süreliğine.. Dükkanda kelimenin tam anlamıyla HER ŞEYE karışıyor. Sürekli eleştiri durumları.. Biraz sıkıldım galiba. Biraz kelimesi fazla oldu galiba :))

Beni mi deniyor, eleştirdikçe hırs yapacağımı mı sanıyor, dükkana yerleştiğim için intikam mı alıyor? Bilmiyorum :)

Bu durumdan pek hoşnut değilim. Sayılı gün olduğunu bildiğim için üstelemiyorum. :) Sonbaharda Ayvalıktan kesin dönüş yaparlar, o zaman halimiz ne olur bilmiyorum :))) Neyse daha var!

Dükkan aynı blog bildiğin gibi. Butik pastaneye benzemiyor, daha çok zeytinyağı satılan bir yer şu an. Hayal ettiğim gibi değil, öyle olması kolayda değil zaten biliyorum. Zamanla olacak. Her şey maddiyata bağlı sonuçta, bir anda olmuyor. Ufak ufak dokunuşlarım oluyor işte. Amaan açtım ya! gidiyorum ya! :)

Site hala yayına giremedi. Bu  haftaya yetişmesi için sıkıştırıyorum, bakalım..

Dükkanın açılış aşamalarını, çektiğim sıkıntıları, başardıklarımı, siparişlerdeki korkularımı anlatacağım yer burası.. İlerde, her şey rayına oturduğunda açıp okuyacağım tekrar tekrar.. Bu günleri unutmak istemiyorum. İlk adımlarımı yeni yeni atıyorum blog. Çok zor ama güzel. Tatmin edici.. Biraz müşterim olsa daha da iyi olacak inşallah :)

Öperim

17 Mayıs 2012 Perşembe

İlk!

Selam blog,
Uzuuuuuuuuuuuun aradan sonra geldim biliyorum. 
Bir çok şey değişti bu arada hayatımda. 
Yoğun dönemlerim oldu. 
Güzel gelişmeler oldu! 
Kötü gelişmelerde... 

Artık çalışan bir kadınım ben. Aslında çok coşkulu bir yazı yazmam lazım buraya ama neden bilmiyorum pek hevesli değilim buna. Güzellerin yanında kötülerde olduğu için olabilir. 

Şu an zeytinyağı ve mamülleri satan bir dükkanım var benim, siparişle kurabiye ve pasta da yapıyorum. Bu dükkanda şu an bangır bangır Metallica - Day that never comes çalıyor şu an. Konsepte ters olabilir :) Bugün canım böyle istiyor. :)

Evet dükkanımı açtım ben!



Öyle ya da böyle dükkanımı açtım yani. :) Hep hayalini kurduğum dükkan.. Şu an istediğim kıvamda değil ama babamdan devraldığım günden bu yana baya değişiklik yaptım. Yavaş yavaş daha da iyi olacak. 

İlk pastamı yaptım!! İlk gerçek pastam yani. İlk kez yapıp, yiyemediğim pasta. Nasıl kesildiğini bilemediğim pasta, içi nasıl görünüyordu sadece tahmin edebildiğim pasta. Hatta itiraf etmek gerekirse, tamamladıktan sonra bakıp bakıp çok beğenip, vermeye kıyamadığım, verdikten sonra da biraz hayıflandığım pasta :))  

Daha hazırlamadan önce kafamda kurarken, nedense sürekli düşüreceğimi düşündüm. Ciddi ciddi korktum, kendi kendime panikledim.. Ellerim titredi sürekli, ya yapamazsam diye hayıflandım, küçük bir kız çocuğunun partisi mahvolursa çok üzüleceğimi anladım. Hamur karıştırma kabımı çıkardığımda, tarifi uygulamaya başladığımda her şey geçti. Çok tuhaftı. O an kendime güvendim işte. Seviyorum bu işi dedim, ne kadar kötü olabilir ki? 




Ufak tefek aksaklıklar dışında kötü bir olay yaşanmadı. İyiydi. İlk pasta maceram umduğumdan kolay geçti. :) 


Anneler gününde komşu çocuklarına kurabiyeler yaptım. Hepsi birbirinden kopya çekerek "canım annem" yazdırdı kurabiyelere :)) Tek tek paketlerken, etiketlerini hazırlarken kendimi çok iyi hissettim. O minik eller hevesle paketi aldığında, dikkatli dikkatli evine taşıdığında çok çok iyi hissettim :) 

Ardından tanıdığımızın gelininin doğum haberi geldi. Kurabiyelerini hazırlamamı istediler. Anında kabul ettim! Biberon ya da bebek arabası çok bilinen modellerdi, kendime de çok güvendiğim için (!) gittim bol ayrıntılı, el oyalayan ama hakkını da veren bir model seçtim. Minik minik melekler hazırladım o melek için. Etiketlerine 17.05.2012 tarihini basarken, daha o günün gelmediğini, o bebeğin doğmadığını düşündüm. Bir melek için hazırlık yapmak ne kadar harika bir duygu dedim kendi kendime.. İyice özendim, sabah çok erken uyanıp dükkana gelmek için yola koyulduğumda ne yorgunluk vardı bende, ne de trafikte küfreden otobüs şoförünün sevimsizliği... Dün akşam kutuyu anne adayına teslim ettiğimde, heyecanla açtı ve çığlık attı. Oturduk ağladık karşılıklı.. Hadi o heyecandan, mutluluktan falan ağladı. Ben neden ağladım anlamadım :))  Sanırım bu kurabiyeleri de vermek istemiyordum :))




İnternet sitem sanırım bugün hayata geçecek. Fotoğrafları siteye link olarak vereceğim. Şu anda foto yok bu bilgisayarda. Siteyi de bir iki kez buradan tanıtacağım. Burası benim kendi dünyam. Bir çok tanıdığımın bilmediği, bilmesini istemediğim platform. Burası bana özel kalsın.. 

İşte günlerim böyle geçti. Çabalıyorum, koşturuyorum, etrafı tırmalıyorum sürekli, emeklerimin boşa gitmeyeceğini de biliyorum, buna çok inanıyorum. İlk adımlarımı atmaya başladım, henüz çok güvenli ve sağlam olmuyor tabii ama gün geçtikçe daha kararlı olacak biliyorum. 

Güzel gelişmeler değil mi? Bir gün dükkanımın da fotoğraflarını koyarım :) 



Görüşmek üzere blog.. Fotoğrafları akşama eklerim. Güzel bir gün olsun.. 

Bukle