30 Ocak 2011 Pazar

Puck-robin

İnsan göremediği kişileri tanıyabilir mi? Tanıyabilir. Güvenir mi? Evet. Sevebilir mi? Hem de çok. Ben bu şirin hatunu tanıdığımda onun nensi canavarı daha bebekti, hoş, daha o zamanlar benim oğlum bile yeni yetmeydi, güzel bir sitenin sayesinde tanıştık, kaynaştık, bir ara çok kaynamak bana yaramadı fokurdamaya başladı (burcum kurusun) biraz uzaklaştık.. 

Uzaklaşmak sevmeye engel mi? yo dostum! Hoş hatunun neşeli kahkalarını duymayalı çok olsa da, benim biricik, minicik puck-robinim, nam-ı diğer pcuk, yani Ayşegül, hayatının aşkını bulmuş durumda! Ciddi ciddi evlilik yolunda ilk adımını atmış bulunmakta. Bloguna link vermeyi isterdim ama nereden verildiğini hatırlayamadım yav... izlediğim bloglardan ulaşabilirsiniz diyim en iyisi ehu :)

Ayşemgülüm,  seni seveni, senine yaşlanmak isteyeni, nensi sıpasıyla korkmadan bir arada yaşamayı kabul edeni bulduğun için vallahi de billahi de çok mutluyum nan!

Tikat tikat! Nişanlı çiftin ilk fotoları tüm bloglardan önce burada! şok şok şok! flaş flaş flaş! azzzzz sonra değil hemen şimdi!! 

maşallah diyin!!




Tuzda Tavuk, Beşamel Soslu Fırın Patates

Aşçılık kursuna giderken tuzda levrek yapımını öğrenmiştim. Denemeyenlere tavsiye ederim, gerçekten çok lezzetli oluyor! Tuzda balık oluyorsa, tavuk neden olmasın? diye düşünür dururdum. Uygulamaya karar verdim :)

Sabah dondurucudan inen bütün tavuğu gördüğümde "kimse ellemesin ben pişiriceeeem!" diye atladım. Kimse hayır demedi tabii ki :)

Bazen, yemek pişirmeye bu kadar hevesli olmamın annemin işine geldiğini düşünmüyor değilim :) Neyse fesat düşünmemeye gayret ederek, tavuğu çok az suda 15 dakika kadar haşladım. 

Sarımsak sever bir insan olarak, sarımsakları ince ince kıymaya başladım. Evet yemeyen insana kokusu gerçekten hoş gelmiyor fakat normal şartlarda sarımsak kokusunu seviyorum. Yağda kızarmaya başlayan sarımsak gerçekten iştah açıcı kokular salıyor :) Artık çeşitli diş macunları var, sakızlar var, kişisel temizliğe dikkat edildiği sürece sarımsağın zararsız olduğunu düşünenlerdenim. O yüzden hemen tüm yemeklerimde sarımsak bulunmakta...

Evet sarımsakları kıydım, tane karabiberleri de bıçakla ufalttım. Karabiberleri çekmek istemedim çünkü biraz dişe gelmelerini amaçladım. 

Çok çok az haşlanmış tavuğu sudan çıkartıp, derisini açtım. Burada amacım etini kesmeden, sivri bir bıçakla deriyi -parçalamadan- ayırmak.



Sarımsaklı ve karabiberli karışımı derinin altına sürdüm, biraz kekik serptim ve deriyi kapattım.


Tavuğun butlarına, göğsüne de aynı işlemi uyguladım. Butlar kürdansız yapıştılar ama göğsünü de kürdanla kapattım. 

Kaya tuzunu bir kaba aldım, yumurta akı ve çok az su ekleyerek iyice karıştırdım. Bu arada fırını ön ısıtmaya aldım ve fırın tepsisinin zeminine tuzdan bir parça yayarak üstüne tavuğu yatırdım! 



Kalan tuzla üstünü örttüm ve fırına attım. Akşam yemeğine çok vakit olmasına rağmen, düşük ısıda yavaş pişmesini istedim.



Kar altından gözüken yapraklar misali, tuzun altından çıkan defne yapraklarına dikkatinizi çekerim efenim meh meh meh!

Tavuk pişerken yanına ne yapsam diye düşünmeye başladım. Aslında baharatlı elma dilim patates pişirecektim ama baktığımda patatesin az kaldığını gördüm. Şimdi kim markete gidicek ohoooo hiç uğraşamam derken, aklıma az sayıdaki patatesi 6 kişiye yedirecek bir fikir geldi! Tabiki de beşamel soslu patates! 

Patatesleri elma dilim doğradım, kabuklarını soymadım ama arzu eden soyabilir. Zeytinyağı, kekik, çok az tuz, pul biber ve ince kıyılmış sarımsakla karıştırdım. Üzerini folyoyla kapatarak buzdolabında yarım saat kadar beklettim. Bu sırada beşamel sosu hazırladım. Bilmeyen varsa tarifini veririm. Yağladığım borcamın zeminine patatesleri koydum, üzerine beşameli döktüm ve yarım saat kadar fırında pişirdim. Yemek vakti geldiğinde üzerine kaşar peynirini rendeleyip peynirler eriyene kadar pişirdim. İkinci dilimlerde alındı ve dolapta hala birkaç dilimcik kaldı. Bu gidişle zengin olurum ben ehue :

Efenim patatesin 3in1 fotosu şu şekilde,

Gördüğünüz gibi yapımı o kadar kolay ki, tüm aşamalar tek fotoya sığabiliyor :Pp


Afiyet olsun! Şiddetle öneririm ki, tuzda pişen tavuk pamuktan farksız oluyor!! 

İlk

Başlangıçların en kötü yanı kendini anlatmak zorunda kalmandır. Sevmediğim bir zorunluluk.. "Kendinizden bahsedin", "Eee biraz da sen anlat"  gibi cümleleri sevmiyorum. Anlatasım gelmiyor! Koca bir hayat, kişilik, sevilen ve sevilmeyenler nasıl anlatılır? Nereden başlanır? Ben başlangıç yapmasını da beceremiyorum galiba! Blogun başlangıç yazısına bak :)

Neyse toparlıyoruz. 

Efenim eskiden blog yazardım, sinirlendim sildim. Dün tekrar geldi bana gelenler, açtım işte. Bu sefer silmek istemiyorum. Yıllar sonra okuduğumda güzel bir arşiv olsun istiyorum.. Bakalım...

Ben Arzu, nam-ı diğer Bukle. Arkadaşlarım arasında Bukle olarak bilinirim. Saçlarımdan ileri gelir. Konuşmayı severim, yazmayı da severim, insanları tanımayı daha da çok severim.. takip ettiğim bloglar zaten vardı ama yenilerini katmayı isterim.. 

İlk post yemek üzerine olacak, yemekle ilgili bir blog açmayı düşündüm ama kendimi kısıtlamayı istemiyorum. O gün içimden gelenleri yazacağım bir blog olacak işte. Biraz yemek, biraz fotoğraf, bolca müzik, dedikodu, itim Orfe, eh bi de ben..

O zaman,
başlıyorum!